16 Eylül 2014 Salı

Paçavra


Konuşan bir paçavrayım ben.
Bütün dilleri bilen ama dilinden anlaşılmayan.
Her işe koşulan ama kimsenin işine gelmeyen.
Tamamen adanmış ama adaletten uzak.
Sahipsiz, zamanda sürüklenip uzaklaşan.
Paçavrayım ben,
paçavralar konuşmaz.
Paçavralar çenesini kapatmayı bilmez.
Hep kirlidir, arınmayı bilmez.
Haksız bile değildir bir paçavra,
Bir şeyden mahrum bile olamaz.
Baştan başlayamaz, sonuna kadar koşamaz.
Yaşayamaz, ölemez.
Ölemem bile, ben paçavra.

Adam sen de, sana başka paçavra mı yok.
Paçavralar var oldukça hak senin, adalet sen.

11.09.2014

3 Ağustos 2014 Pazar

Taşkın

Çorap söküğü gibi olduk sevgilim
(Sevgilimsin benim, benim sevgilim sensin)
Tek tek tek
İplik iplik iplik
Uzaklaşıyoruz.
Aramıza kırgınlıklarımızı
Koparıp attığımız denizin
Taşan suları giriyor.
Dalgalarında gözden yitiyoruz.

Senin bir türlü taşamadığını hatırladıkça
O sularda boğulmalıyım.

03.08.2014

Ödev

Dedim ya sana
    Bütün şiirlerim senindir.
    Yaşamım sen
    Anlamım sen
    Ölümüm de senindir.
Yaşamımın anlamı, kaynağım, yaşam pınarım!
Yaşamımla yıldızın barışmadı.
    Ölümümü şiirlerimi beklediğin gibi
Çoşkuyla
    Ayrılığımızı karşıladığın gibi
Dinginlikle.

Ben sendeki çoşkun dinginliği sevdim.

03.08.2014

1 Ağustos 2014 Cuma

Kunduracı

Sen şimdi sadece
İstiklal'de
Bursa Kebapçısı'nın yanında
Bir kunduracının
Adısın artık.

Öyle misin?
Hiç olacak mısın?


21 Temmuz 2014 Pazartesi

İçimdeki sen

Senin adını
Bir başkasının ağzından duymak
İçimdeki çağlayanın debisini katlıyor.
Ateşimi körüklüyor.
Limit sonsuza gidiyor.
Kimse demesin seni.

İçimde kal öylece.
Çünkü dışımdaki sen, sen değilsin.
Dışımdaki sen "benim" değilsin.
Olma gitsin.

19 Temmuz 2014 Cumartesi

Yaz Yağmuru

Uçaktan iner inmez
Caddeleri ıslatmaya başladı
Gözyaşlarım.
Hüznüm yersiz değildi demek ki.
Sulu gözlülüğüm.
Her şey ayarlanmıştı.
Beni bekliyordu şehir
Yalnızlığımla dolmayı
Gözyaşlarımla taşmayı.

18 Temmuz 2014 Cuma

Kimse yok

Kuş uçuşu bakıyorum
En kısa uzaklığa
Başından sonuna dek
Hikayemizin.
Bir de şimdiki mesafemizin.

Anıların kimisi bir kule gibi
Yükseliyor göğü yırtmaya.
Kimisi göçmüş, çökmüş çoktan.
Seni göremedim yalnız, beni.
Bir terk edilmişlik sadece.
Hayalet bir şehir sanki.
Bulutların gölgesi üstünde.

Sensiz değilim ben.
Kimsesizim.

24 Haziran 2014 Salı

Yokluğun Bir Ağaç

Yokluğun bir ağaç olmuş sevgilim
Uzaması, yayılması bitmiyor içimde.
Köklerini bir görsen -ah, göremeszin-
Sınırlarımı zorluyor sınırları.
Rahmimden başlamıştı bedenime
Uzayarak ve
Yayılarak
Çöreklenmesi.
Kalbime ulaşması yeni bir mevsimle oldu.
Şu sıralar yine bir mevsimdönümü.
Beynimi kemiriyor.
Aşkın körlüğünden sonra
Bu bambaşka bir körlük.

Bakarsın meyve de verir bu yokluğunun ağacı
İçime yeşermeye inatçı.
Varlığının içi boş vaatlerine karşılık
Yokluğunun sulu, doyurucu vitaminleri.
Elimden onlar tutar
Ciğerlerimi onlar doldurur belki.

20 Haziran 2014 Cuma

Ekinoksa doğru

Güneş yükselmeli.
Keşfetmek yok şaşıracak kimse olmayınca
Yeni bir tadın kokusu yok tattıracak başkası olmayınca
Ve neden göresin görülmemişi, gösterecek kimse yoksa.
Yolculuklar geride kalana anlatılınca güzelmiş,
Geride kalan varsa.
Yapayalnız seyyahlık her kıpırtıda içine çekildiğin saydam ağ.
En azından modern sonrası bu zamanlarda.
Geriye kalacak her anı bir yük, keyifle taşınmayacak.
Unutmalı ne varsa
Güneş yükselmeli.
Bir rafa dizilecek hediyelikler yok.
Onlar sorulsun, anlatılsın diye.
Soracak yok, anlatacak yok.
Güneş yükselmeli yalnızca bir an önce.