Yokluğun bir ağaç olmuş sevgilim
Uzaması, yayılması bitmiyor içimde.
Köklerini bir görsen -ah, göremeszin-
Sınırlarımı zorluyor sınırları.
Rahmimden başlamıştı bedenime
Uzayarak ve
Yayılarak
Çöreklenmesi.
Kalbime ulaşması yeni bir mevsimle oldu.
Şu sıralar yine bir mevsimdönümü.
Beynimi kemiriyor.
Aşkın körlüğünden sonra
Bu bambaşka bir körlük.
Bakarsın meyve de verir bu yokluğunun ağacı
İçime yeşermeye inatçı.
Varlığının içi boş vaatlerine karşılık
Yokluğunun sulu, doyurucu vitaminleri.
Elimden onlar tutar
Ciğerlerimi onlar doldurur belki.
24 Haziran 2014 Salı
20 Haziran 2014 Cuma
Ekinoksa doğru
Güneş yükselmeli.
Keşfetmek yok şaşıracak kimse olmayınca
Yeni bir tadın kokusu yok tattıracak başkası olmayınca
Ve neden göresin görülmemişi, gösterecek kimse yoksa.
Yolculuklar geride kalana anlatılınca güzelmiş,
Geride kalan varsa.
Yapayalnız seyyahlık her kıpırtıda içine çekildiğin saydam ağ.
En azından modern sonrası bu zamanlarda.
Geriye kalacak her anı bir yük, keyifle taşınmayacak.
Unutmalı ne varsa
Güneş yükselmeli.
Bir rafa dizilecek hediyelikler yok.
Onlar sorulsun, anlatılsın diye.
Soracak yok, anlatacak yok.
Güneş yükselmeli yalnızca bir an önce.
Keşfetmek yok şaşıracak kimse olmayınca
Yeni bir tadın kokusu yok tattıracak başkası olmayınca
Ve neden göresin görülmemişi, gösterecek kimse yoksa.
Yolculuklar geride kalana anlatılınca güzelmiş,
Geride kalan varsa.
Yapayalnız seyyahlık her kıpırtıda içine çekildiğin saydam ağ.
En azından modern sonrası bu zamanlarda.
Geriye kalacak her anı bir yük, keyifle taşınmayacak.
Unutmalı ne varsa
Güneş yükselmeli.
Bir rafa dizilecek hediyelikler yok.
Onlar sorulsun, anlatılsın diye.
Soracak yok, anlatacak yok.
Güneş yükselmeli yalnızca bir an önce.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)