Okuduğunu bile ancak hatırlıyordu. "Okumuş muydun?" diye soranlara "Hı hı, okumuştum." diyecek kadar.
Hayatı üzerinde bu kadar etkisi olmuş olduğunu, neredeyse kendisini daha iyi tanımasına olanak sağlayacağını bilseydi daha erken okurdu tekrar. Aklında kalan yalnızca, bir sergide gördüğü tablodaki kadına aşık olan ve aşkından kendini tüm dünyaya kapatan bir adamın hikayesiydi. Oysa bu hikaye ne farklı şekillerde yazılabilirdi. Akla gelebilecek kurgulardan en olmazı ise okuduğunu ancak hatırlayabildiği bu öykü.
Ne zamandır tekrar okumaya niyetlendiği bu kitabı, indirimli kitaplar arasında görür görmez almıştı. Epeyce bir süre masasındaki okunmayı bekleyen kitaplar arasında sırasını beklettikten sonra yolculuğa çıkarken okumak üzere çantasına koymuştu. Kendisini yol yorgunluğundan çok ruhsal bir buhran içinde bulacağından habersiz olduğu bu yolculuk için seçilebilecek en uygun kitap mıydı, tartışılır. Ama yaşamın onu çeken onun da çekilmekten memnun göründüğü güzergah düşünüldüğünde zamansız olduğu da söylenemez.
....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder